Okuma eylemi; yazılı, görsel ve elektronik metinler üzerinde dikkat, algılama, hatırlama, anlamlandırma, yorumlama, sentezleme, değerlendirme ve çözümleme gibi zihinsel işlemlerin eş zamanlı gerçekleştiği bir dil becerisi olarak tanımlanmaktadır.
Okuduğunu anlama da hem çocuklar hem de yetişkinler için önemli bir beceridir.
Kendiliğinden gelişen bir süreç olmayan okuma; üzerinde çalışmalar yapılarak iyileştirilebilir niteliktedir. Hem eğitim hayatı hem de kişisel gelişim için elzem olan becerinin, pek çok faydası bulunmaktadır. Tabi okumak, ancak okuduğun şeyi anladığında anlam kazandığı için becerinin geliştirilmesi şarttır.
İşte bu nedenle aşağıda ilgili konuları tek tek inceledik:
Okuduğunu Anlama Nedir?
[highlight]Metni işleme, anlamını anlama ve okuyucunun zaten bildikleriyle bütünleşme yeteneği olarak tanımlanmaktadır.[/highlight] Basitçe ise ne okuduğunuzu anlama eylemidir. Tanım basitçe ifade edilebilir olsa da eylemin öğretilmesi, öğrenilmesi ya da uygulanması basit değildir.
Okuduğunu anlama, bir kişinin belirli bir yazıyı okumadan önce, okuma sırasında ve sonrasında ortaya çıkan kasıtlı, aktif, etkileşimli bir süreçtir. Aynı zamanda okuma eyleminin temel taşlarından biridir. Kişi okuma sırasında bir dizi karmaşık bilişsel süreçle uğraşır.
Aynı anda fonemik farkındalığını, fonem anlayışını ve metinden anlam çıkarma yeteneğini kullanır. Sürecin son unsuru olan okuduğunu anlama, diğer iki unsurdan bağımsız olarak meydana gelemez. Üçü arasındaki en zor ve en önemli olanıdır.
Bir metni anlayabilmek için okuyucunun yazı parçasında kullanılan kelimeleri anlayabilmesi gerekmektedir. Kelimeler tek tek anlam ifade etmiyorsa, genel hikaye de olmayacaktır.
Daha önceki kelime bilgisine dayanarak çıkarım yapmak mümkün olsa da yeni kelimelerin öğrenilmesi gerekmektedir. Bu durum özellikle çocukların okuduğunu anlaması için geçerlidir. Fakat daha önemlisi kelime anlamadan ziyade metni anlayabilmektir.
Okuyan kişi ister çocuk ister yetişkin olsun, sembollerden anlam çıkarabilmek için kelimeleri bir araya getirebilmelidir. İşte bunun için de birçok farklı metin anlama stratejisinden yararlanılır.
Okuma Esnasında Neler Oluyor?
Okuma sırasında neler olduğunu öğrenmenin, becerinin önemini daha iyi anlamanızı sağlayacağından emin olabilirsiniz. Çünkü eylem esnasında beyni pozitif etkileyen şeyler oluyor. Beynin sağ ve sol kısmındaki bağlantılar güçleniyor. Aynı zamanda yeni bağlantı yolları oluşuyor.
Hem akademik hem de duygusal zekayı geliştiren okuma eyleminde beyin, harf olan şifreleri çözüyor. Gözlerimiz satırların üzerinde gezinerek oradaki sembolleri beynin okuma merkezine gönderir ve burada çözülen semboller böylece anlam kazanmış olur.
Düzenli Kitap Okumanın İnanılmaz Faydaları
Okuma sırasında gözlerimiz sayfa boyunca saniyede 3-4 kez 100 ile 200 derecelik sıçramalar yapar. Bu hareket, bizim fark edemeyeceğimiz kadar hızlıdır. Basılı sembollerin anlamı, kısa duraklamalarda deşifre edilerek beynimize gönderilir.
Okumaya başladığımız ilk 10 dakika içinde sistemimiz uyarılıyor. Kişi başka bir boyuta geçiyor ve sinirsel faaliyetler harekete geçiyor. 30 dakika sonrasında etkiler artıyor, kişi okuduklarını hayal ediyor ve doğal olarak kendini başka bir yerdeymiş gibi hissediyor. 60 dakika sonra ise kitap okuyucuyu tam anlamıyla ele geçiriyor.
Okuduğunu Anlama Stratejileri
Okuduğunu anlama artık her okuyucu için etkileşimli, stratejik ve uyarlanabilir bir süreç olarak düşünülmektedir. Zamanla öğrenilen bir süreç olan okuduğunu anlama için pratik gerekmektedir. İşte hem yetişkinler hem de öğrenciler için kullanılabilecek etkili stratejiler:
1)Soru Sormak
Bu strateji okuyucunun metni okuduğu sırada kendisine sorular sormasını içerir. Okuyucunun okurken kendisine soru sorması, bilgiyi entegre etmesine, ana fikirleri tanımlamasına ve bilgileri özetlemesine yardımcı olmada özellikle değerlidir. Doğru soruları sormak iyi okuyucuya bir metindeki en önemli bilgilere odaklanma izni verir.
2)Çıkarım Yapmak
Okuyucunun bir metindeki bilgilerden değerlendirme yapmasını veya sonuç çıkarmasını gerektirir. Sonuçta yazarlar her zaman bir konu, ortam, karakter veya olay hakkında tam açıklama yapmaz veya açık bilgi sunmazlar.
Fakat okuyucunun çıkarım yapması için satırlar arasında ipuçları saklıdır. Okuyucuya nasıl çıkarımda bulunacağı öğretildiğinde anlam oluşturma yeteneklerini geliştirdikleri görülmüştür.
3)Tahmin Etmek
Okuyucunun bilinçli tahminler yaparak metinden anlam çıkarma yeteneğini içerir. İyi okuyucular tahminlerini okuduklarından anlam çıkarmak için mevcut bilgilerini yeni bilgilere bağlamak için bir yol olarak kullanırlar.
Örneğin okumadan önce metnin içeriğini tahmin için yazar hakkında bilgi birikimini kullanabilir. Başlığı da daha önce okuduğu benzer başlıklı metinlerden fikir edinmesini sağlayabilir. Aynı zamanda okuma esnasında bir sonraki adımın ne olacağını tahmin etmek de yardım eder.
4)Özetlemek
Bu strateji, okuyucunun metnin ne hakkında olduğunu kendi sözcükleriyle açıklaması için metindeki bilgileri bir araya getirme veya sentezleme yeteneğini içerir. Özetleme önemli bir stratejidir çünkü okuyucunun metni hızlı bir şekilde hatırlamasını sağlayabilir.
5)Görselleştirme
Okuyucunun okuma sırasında karşılaştığı süreçleri veya olayları anlamasının yolu olarak metnin zihinsel görüntülerini oluşturma yeteneğini içerir. Okuyucunun metni anladığının bir göstergesi olabilir. Zaten yapılan bazı araştırmalar da okurken görselleştiren okuyucuların okuduklarını görselleştirmeyenlere göre daha iyi hatırladıklarını göstermektedir.
Okuduğunu Anlama Becerisi Nasıl Geliştirilir?
Okuduğunu anlama diğerleri gibi gelişen bir beceridir. Ve üzerinde çalışılarak kesinlikle geliştirilebilir. İşte bunun için uygulayabileceğiniz öneriler;
1)Şu Anda Nasıl Okuduğunuzu Anlayın ve Yeniden Değerlendirin
Okuduğunu anlama becerinizi geliştirmeden önce şu anda nasıl okuduğunuzu ve sınırlarınızın ne olduğunu anlamalısınız. Bunun için aşina olmadığınız metinler seçerek başlayın ve her zamanki gibi okuyun.
Okurken dikkatinizin, enerjinizin ve kavrayışınızın ne zaman azalmaya başladığını anlamaya çalışın. Örneğin her okumaya başladığınızda 20 dakika sonra düşüyorsanız, durumu kabullenin ve 1-2 saatlik okumalar yerine süreyi yavaş yavaş artırmayı deneyin.
Örneğin 25 dakikayla başlayıp sonraki gün yarım saate çıkarak dayanıklılığınızı artırın. Unutmayın iyileşme zamanla gerçekleşir, bu nedenle motivasyonunuzu kaybetmeden kendinizi ölçmeye devam edin.
2)Kelime Dağarcığınızı Genişletin
Okuma ve anlama; sözlük, bağlam ve kelimelerin etkileşiminden oluşan bir kombinasyona dayanmaktadır. Bu nedenle, metni bir bütün olarak anlayabilmeniz için önce her hareketli parçayı anlayabilmeniz gerekir.
Bazen kelimenin anlamını cümlenin gidişatından çıkarmanız mümkün olsa da yabancı kelimelerin tanımlarına bakmanız her zaman iyi bir fikirdir. Okurken bilmediğiniz kelimelerin listesini yapın ve sonrasında bunları kartlar haline getirerek düzenli pratik yapın.
3)Zevk için Okuyun
Okuduğunu anlama düzeyinizi artırmak için en iyi yol pratik yapmaktır. Ve pratik yapmanın en iyi yolu da ondan keyif almaktır. Sürekli bir angaryadan ziyade en azından arada sırada okumayı eğlenceli bir aktivite haline getirin.
Bu, metinle etkileşime girmenize ve aktiviteyi günlük yaşamınızın bir parçası olarak benimsemenize yardım edecektir. Bu pratiği yaparken metinle gerçekten etkileşim olacak ve iyileştirme de
doğal olarak gerçekleşecektir. Bunun için yaşınızın ve sınıf seviyenizin biraz altında olan metinleri okuyarak başlayabilirsiniz.
4)Kafanız Karıştığında Durun ve Okuduklarınızı Özetlemeye Çalışın
Okurken odağınızı kaybettiğinizde ve kafanız karıştığında durun. Yeniden okumaya başlamadan önce yüksek sesle ya da içinizden o ana kadar ne anladığınızı özetleyin. Metni gözden geçirin ve nasıl özetlediğinizi metine bakarak karşılaştırın.
Materyali kendi kelimelerinizle ifade ettiğinizde neler olup bittiğine biraz daha odaklanmış hissetmeniz gerekir. Özetinizi aklınızda tutarak okumaya devam edin ve kafanız karıştığında durup aynı işlemi tekrar edin.
5)Yüksek Sesle Okuyun
Bazen herhangi bir nedenden dolayı okuma sürecimizi durdurabilecek bir tür “zihinsel blok” oluşturabiliriz. Bu sorunlu pasajları yüksek sesle okumak o bloğu atlatmaya yardımcı olabilir ve metnin iletmeye çalıştığı şeyin bir görselini oluşturmanızı sağlayabilir.
6)Metnin Önceki Bölümlerini Yeniden Okuyun
Okuma tamamen kafanızda gerçekleşen kişisel bir aktivitedir. Bu yüzden tipik yöntemler sizde işe yaramazsa diğerleri gibi okumak zorunda olduğunuz yanılgısına düşmeyin. Bazen bir metni düzensizce ya da yeniden okumak en mantıklı yol olabilir.
Gereksinim duyduğunuz ve unuttuğunuz tüm bilgileri kendinize hatırlatmak için bir parça geriye bakmak genellikle yararlıdır. Anlamadığınız bölümleri yeniden okumak metnin sonraki bölümlerini daha iyi anlayıp yorumlamanıza yardımcı olabilir.
7)Gelecek Bölümlere Göz Gezdirin
Doğrusal çalışmanın size uygun olmadığını düşünüyorsanız, metnin gelecek bölümlerine göz gezdirmeyi deneyin. Bazen bir eserdeki mevcut karışıklık daha sonraki bölümlerde açıklanmaktadır. Bu noktada açıklamaların yaklaşmakta olduğunu bilmek veya bunları önceden okumak size yardımcı olabilir.
8)Metni Bir Arkadaşınızla Tartışın (Hayali Bir Arkadaş da Olabilir)
Metin hakkında öğrendiklerinizi tartışmak da özetleme gibi işinize yarayabilir. Söz konusu metni okumamış bir arkadaşınız varsa, okuduklarınızı kendi kelimelerinizle açıklayın ve anlayışınızın nerede olmadığını hissettiğinizi tartışın. Metin hakkında fikir sahibi olmayan birine açıklamak zorunda kaldıktan sonra muhtemelen düşündüğünüzden daha fazlasını anladığınızı göreceksiniz.
SONUÇ:
Unutmayın, okuduğunu anlama becerisini geliştirmek zaman ve çaba gerektirse de kesinlikle ulaşılabilirdir. Kendinize karşı sabırlı olun, okuduğunu anlama adımlarınızı uygulayın ve ilerlemenizin yavaşladığını ya da geride kaldığınızı düşünüyorsanız kendinize kızmamaya çalışın.
En İyi Kişisel Gelişim Kitapları
Okuma becerilerinizi yaşamınız boyunca kullanacaksınız, bu yüzden size uygun bir hızda ilerleyin. Keyif için okuma ile özel gelişim için okuma arasındaki dengeyi korumaya dikkat edin. Okumayı günlük rutininize daha fazla ekledikçe, anlamanın kolaylaştığını ve eylemin daha eğlenceli hale geldiğini göreceksiniz.
Yazan ve Kaynak : Nesrin Bayraktar, Paratic