Sabır ne büyük erdemmiş hakikaten! Yıllardır duyar dururum. Sabır, sabır, sabır… Hiç de sahip olmadığım bir özelliktir ne yazık ki. Düşündüğümü hemen söylemek, hislerimi hemen paylaşmak, aklıma koyduğumu hemen yapmak isterim. Hemen bütün şartlar bana uysun, her şey hemen o isteğime göre planlansın isterim. Ama hayat bu şekilde ilerlemiyor tabii :) Benim dışımda gelişen şartlar da var. Diğer insanların planları, şartları ve istekleri var. Hayatın getirdiği beklenmedik durumlar var. Peki ben bu sabırsızlığımla ne yapacağım? diye benim gibi soranlar varsa :)
[highlight]Bir kere insan akıntıya kendini bırakmayı öğrenmeli.[/highlight] Bize nedense hep savaşmak öğretildi. İlle de tuttuğunu koparacaksın! Yahu neden kendimi parçalamam gerekiyor ki? Elbette adım atmak önemlidir ama sonrası için biraz da akışına bırakabimek lazım. Geçenlerde Facebook’ta yazmıştım. Hiçbir düğüm ipleri gererek çözülmez. Şöyle gevşeteceksin ipi, bak bakalım nasıl da kendini salıveriyor o düğümler. Aslında bizim kendimize problem ettiğimiz şeyler de birer düğüm ve biz de ipin ta kendisiyiz. Kendimizi gevşek tutmayı öğrenmeliyiz. Eğer gevşeyemezsek düğümler gitgide sıkılaşır ve artık gevşesek de düğüm çözülemez hale gelir, adeta taşlaşır. Bu durumda ancak kesersek kurtuluruz o düğümlerden ve bu da canımızı çok acıtır! Bu acıyı yaşamamak için genişlemeyi öğrenmek gerek.
Bize öğretilen bir diğer yanlış ise zamanın dar olduğu! Durmadan bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz. Hiçbir şey için zaman yok. Dolayısıyla da sabırsız oluyoruz. Beynimize işlemişler her şeyi. Okul uzatmadan bitirilmeli, fazla beklemeden iş bulunmalı, zaman kaybetmeden terfi alınmalı, yaş geçiyor evlenmeli, biyolojik saat geldi çocuk sahibi olunmalı vs vs vs… Nasıl sabırsız olmasın insan? Öğretmişler bize bir kere “zaman yok” diye. Koşturuyoruz her yere. Hafta içi işten eve gitmek için acele et, haftasonu gezmek için acele et. Bir de kabul etmeliyiz ki hayatta her şey bizim elimizde değil. Sonuçta dönen, koca bir devran var. İlahi zamanlama diye bir şey var. Bu kesin. Bazen kendimizi de parçalasak zamanı gelmeden istediğimizi elde edemiyoruz.
O halde bu iki kuralı unutmadan hatta devamlı hatırlayarak yaşarsak kendimize hayatı kolaylaştırırız, size olduğu kadar kendime de #tavsiyemdir :
- Gerilme, gevşe ve kendini serbest bırak. Akıntıyla beraber olmayı, kendini ona ve zamanı gelince onu kendine uydurmayı bil…
- Zamanımız dar falan değil. Zaman, bizi peşimizden ısırmak için kovalayan kuduz bir köpek değil. Durun ve sevin onu.
Gevşek günler dilerim :)
Yazan : Aslı Ece Özdoğan | kendinigelistir.com
işte bu kadar basit hayat.