Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim forumu misyonu taşıyan kendinigelistir.com sitesi Özgür Şahin tarafından hayata geçirilip, geliştirilmektedir. © 2024. Tüm hakları saklıdır.

  1. Anasayfa
  2. Bir de bunlar var!
  3. Sağlıklı insan krize girer mi?

Sağlıklı insan krize girer mi?

Dr. Mustafa KURT Dr. Mustafa KURT -

- 6 dk okuma süresi
135 3

Sağlıklı insan krize girer mi? Düzenli spor yapan ve beslenen kişi krize girer mi? Organik ürünler tüketiyor, yaşamı düzenli, makul bir süre uyuyor, üretken, çevresi tarafından örnek gösteriliyor, sosyal ilişkileri gelişmiş. Bu kişi krize giriyor mu? Hayır girmiyor.
Bu kişi eğer örnek bir babaysa ya da kadınsa yani örnek bir eş ise ailesi de durup dururken bu kişiyi bırakıp gitmiyor. Bu insan nitelikliyse, master ya da doktora yapıyor, kitap yazıyorsa ve bunları hayatına da uyguluyorsa çalıştığı işyeri krize girip kapansa bile çalışacak başka alternatifler bulabiliyor. Demek ki kriz, küresel ve makro olarak algılansa da, kurumlar için de bireyler için de öznel bir şey.

Makro krizlerin insanları etkileyeceği düşünülür. Örneğin, deprem geniş çaplı herkesi etkileyen bir krizdir. Acaba öyle mi? Yani bu sağlıklı insan örneği, deprem türü bir krize karşı dayanıksız görünüyor. Ama dayanıklı. Çünkü aynı sağlıklı insan, depreme dayanıklı binada ya da deprem olmayan bir bölgede oturur. Ayrıca yine de deprem olacakmış gibi önlem alır. Dolayısıyla krizler sağlıklı bünyeleri vurmaz.

Başlangıçtan itibaren tutumlu, üretimde satın aldığı her malzemeyi özenli ve en düşük maliyetle alan, endüstrideki en düşük maliyetli süreç yapısına sahip olan bir kuruluş düşünün. Bu kuruluş öyle bir eleman seçme ve geliştirme sistemi kullanıyor ki endüstrinin en parlak elemanları burada. Öyle bir aidiyet duygusu oluşturmuş ki bu insanlar ondan uzaklaşmıyor; öyle bir sosyal ortam var ki, herkes orada çalışmak için yarışıyor. Bu kalitedeki kafalarda öyle ürünler üretiyor ki kriz bile olsa insanlar vazgeçmiyor. Yaptıkları her iş ve ürün sıra dışı. Bu şirket krize girer mi? Hayır girmez.

İnsanlar kriz sırasında da üç öğün tüketmeye, bir yerden bir yere ulaşmaya devam eder. Savaş da olsa deprem de olsa tüketmeye devam ediyorlar. Ekonominin tamamen donduğu bir an yok. Dünyamızda zaman donmuyor. Tüketim devam ettiğine göre bu ihtiyaçları karşılayan kuruluşlar krize girmiyor. Bu kadar basit. Krize girenler, bu ortamda rekabet edemeyen, yüksek maliyetli, insan kaynağı zayıf olan, insanlara insan gibi muamele etmeyen, doğru dürüst bir çağrı merkezi olmayan, iyi hizmet üretemeyen, mali yapısını yönetemeyen kurumlardır. Krizlerde bu tür kurumların ürün ya da hizmetlerine talep düşer ya da kesilir. Eğer nakit birikimleri de yoksa tümüyle biterler. Demek ki, kriz yönetimi kriz zamanlarında yapılacak bir şey değildir.

2 türlü kriz yönetimi materyali var. Bir tanesi hakkında inanılmaz derecede çok metin bulursunuz, diğeri hakkındakiler ise çok azdır. Ama en çok da o talep edilir. En çok materyal bulacağınız krizler yangın ve deprem yönetimi gibi acil durum yönetimi kategorisindeki krizlerdir veya şirketlere dönük kurumsal iletişim krizleridir. Diyelim ki 15 bin restoranınız var. Bunlardan birinde 20 kişi zehirlenerek ölür, işte bu durumda kurumsal iletişim krizi yönetimi gerekir. Bu tür krizler ile ekonomideki krizler arasındaki fark büyüktür. Okullarda bize genelde halkla ilişkiler kategorisinde veya diğer kategorilerde eğitimler verilir.

Oysa ekonomik krizin nasıl yönetileceği konusunda eğitim verilmez. Çünkü ekonomik krizin yönetilecek bir tarafı yoktur. Sen zaten ekonomik krize girdin mi yönetemezsin onu; artık borçları ödeyemiyorsan borç yönetimine girersin. Personele maaşı almadan yaşayın dersin. Ama bir şirket düşünün ki mali yapısını iyi yürütüyor, sürekli nakitte kalmaya çalışıyor, yedek akçesi var. Öbür tarafta marka yatırımını yapmış, riskini dağıtmış, tek pazarda operasyon yapmıyor, dünyanın birçok bölgesinde operasyonları var, en iyi kafalar ve en oturmuş markalar onda. Örneğin, ismi lazım değil o kahveyi içiyoruz, ben kriz var diye marketten daha ucuz bir kahve almıyorum. Adam orada çarkını çeviriyor. Kriz yönetimi kriz zamanlarında yönetilecek bir şey değil. Problem olan ‘yönetimin krizi’, ‘krizin yönetimi’ değil. Ulusal çapta bir kriz varsa kötü yönetilen firma en başta etkilenir, ama iyi yönetilen firma küresel bir kriz de olsa dimdik ayakta kalır ve dümdüz yoluna devam eder.

Yazar: Melih ARAT
www.meliharat.com

Dr. Mustafa KURT

İzmir'de doğdu. Dumlupınar Üniversitesi İktisat bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Aynı üniversitede başladığı yüksek lisans programını 2000 yılında tamamlayıp İstanbul Üniversitesi İşletme Yönetimi ve Organizasyon ABD dalında doktora programına devam etti. Daha sonra Kocatepe Üniversitesi'nde göreve başlayarak doktora derecesini bu üniversiteden aldı. 2008-2009 yıllarında post doktora programı kapsamında University of Bradford, School of Management'ta çalışmalarını sürdürdü. 2009 yılında Türkiye’ye dönerek doçent oldu. Halen The University of York, The York Management School’da misafir araştırmacı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Bilgi yönetimi, kurumsal teori, işletmecilik tarihi ve yönetim danışmanlığı konularında çalışmalar yapmaktadır.

İlgili Yazılar