Ayşe Seyrek isimli bir okurumdan gelen mektubu okuyunca hemen tüm sevdiklerimle paylaşmak istedim: ?Bir sabah güneş görmeyen odamla bir ışıltıyla uyandım. Gözümü açıp baktığımda odamda bir huzme yoktu, ama bir ışıltı hissediyordum. Yüreğim hafiflemişti… Kendi içimde ışıltılar vardı, hissediyordum. Çeşit çeşit, renk renk ışık huzmeleri?
İyilik de böyle bir şey! İnsanları mutlu etmek, her zaman aranan kişi olmak, sevilen biri olmak? Olumlu bir şekilde hatırlandığında insanın kendini iyi hissetmesi insanın içine ışık verir. Herkes bunun için çaba gösterse, dünya daha yaşanılası bir hale gelir. İyilik çeşit çeşit, renk renk? Hemen her iyilik kendini değil, karşı tarafı düşünme amacına güder?Biz birilerini düşünürsek birileri de bizi düşünür?
Sabah uyandığımızda telefondaki arkadaşımız ya da evimizde karşılaştığımız aile üyesi ?En güzel sabahlar senin olsun!? diyecek olursa bize, tebessüm ederiz. Pastanede alış veriş yaparken tezgâhtar ?Onlar dünden kaldı, bunlar daha sıcak bunlardan vereyim mi abla? diyecek olursa, ?Sağ olun? deriz ve bir tebessüm daha belirir yüzümüzde. Otobüse binince kaptana sorarız: Fatih?den geçer mi? Bir sokak aşağıdan geçer abla, arkadan gelen otobüs tam Fatih?ten geçer, ona binersin…?demesi? sorumuzu geçiştirmemesi, ?Geçer? deyip bizi iki sokak yürütmemesi güzeldir değil mi? Otobüste yer verilmesi ne kadar hoşumuza gider değil mi? Kendimizi o an iyi hissederiz. Bunun gibi ve daha birçok şey olabilir? ama hepsi küçük şeyler? güneş ışıkları gibi güçlü ışıklar değil, mütevazi ışık huzmeleri gibi? ama insanın mutlu olmasına yeten şeyler.
Biz de içimizdeki ışık huzmelerini dışa yansıtsak? Huzmeler bize dönecek biliriz? Her şey daha farklı olacak değil mi? Günlük yaşamın koşuşturmacısında kaybolmadan?Arada da olsa kendimizi dinlemeyi başarabilsek?Gün içinde, içimizdeki ışıltıyı yansıtmak için bir aralık bıraksak, ?bu da senin için? desek??
***
Son iki yıl içinde yazdığım yazıları takip edenler, büyük olasılıkla farkındadır sık sık ?yardım etmek? teması üstünde duruyorum. Yardım etmenin insanın yaşamını nasıl değiştirdiği üstünde sayısız örnek tespit ettim ve onları paylaşmaya çalıştım. Yardım etme kavramının kelime olarak kökenini araştırdığımda ana hatlarıyla bu kavramın, ?yarım olanı tamamlamak? olduğunu söyleyebilirim (İngilizce?deki ?help? kelimesi, Almanca?daki ?helpan? geliyor; onun da isim hali ?halb? yani yarım). Türkçe ?yardım? kelimesine baktığımız zaman, açıkça kökünde ?yarım? kelimesi olduğunu görüyoruz.
Ancak benim söylemek istediğim bunun ötesinde. Ayşe Seyrek?in ?Hemen her iyilik, başkasını düşünme amacındadır. Biz birilerini düşünürsek, birileri de bizi düşünür? sözü aslında yaşamda yapmamız gerekenleri aydınlatıyor.
Bu dünyada hepimiz yarımız, başkasına yardım ettiğimizde tamamlanıyoruz. Yani aslında tamamladığımız yardım ettiğimiz kişi değil, kendimiziz. Dolayısıyla manen ve madden amaçlarımıza ulaşma yolumuz başkalarına yardım etmekten geçiyor.
Başkasına yardım eden, kendine yardım eder.
Kaynak : Melih ARAT – Işık Hüzmeleri
Toplumda yardımlaşmanın önemi ve değeri çok iyi analiz edilmiş.Biz eskiden bu yönümüzle büyük devlet olabilmişiz.
Teşekkürler
Cok keyifli bir yazı, ondan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum..
sadece şu kısmında tam olarak aynı fikirde değiliz bence böyle olmuyor
“biz birilerini düşünürsek, birileri de bizi düşünür.”
tabi iyi güzel yardım ediyoruz karşılık beklemeden,insanları düşünüyoruz,iş ya da herhangi birşeyde,nerede olursa olsun. herkes o’nu düşüneni düşünmüyor bu da bir gerçek.bazı insanlar da yardımlarımızı nereden geldiğini,ne şekilde öğrendiğini unutuyor,daha sonraki zamanlarda bize bir silah olarak kullanabiliyor.bu da bir başka gerçek.