Anasayfa / Aikido Öğretisi ve Kişisel Gelişiminiz
Aikido ve Kişisel Gelişim
Kazanmak ve kaybetmek bir sonuç olsa da kazanan ve kaybeden kişi olmak bir tavır meselesidir.

Aikido Öğretisi ve Kişisel Gelişiminiz

Aikido ile kişinin kendi gelişimi arasında bağ kuracağı birçok şeyin olduğunu fark ettim. Birazdan aikido – kişisel gelişim, aikido – enerji, aikido – hayat dersi gibi birçok ikili hakkında değineceğim ufak ufak başarı notları olacak. Öncelikle hatırıma gelen unutulmaz film olan Batman serisinin ilk fiminde ana karakterimizin en umutsuz olduğu anda aşağıdaki ikonik diyalogu ile başlayayım. Şöyleydi :

Bruce Wayne: Şehri kurtarmaya çalıştım. Başarısız oldum.
Alfred Pennyworth: Neden düşeriz Efendi Bruce?
Yeniden ayağa kalkmayı öğrenebilmek için.

Rekabet psikolojisi son derece ilginçtir. Özellikle müsabakaya dayanan sporların her birinde rekabetin en saf ve yapıcı halini gözlemlemek mümkün.

Bir müsabakanın sonunda kazanan ve kaybeden olur. Sonuç çift taraflıdır. Ancak kazanan ve kaybedeni bu kadar keskin ayırmak gerekli midir?

Aikido, Morihei Ueshiba tarafından çerçevesi çizilmiş, modern Japon “savaş” sanatıdır. Kazananı, kaybedeni ve müsabakası da olmayan bir sanattır.

Aikido ve Hayata İlişkin Öğretileri

Eğildikten sonra daha yükseğe sıçrarız, daha ileriye atlamak için birkaç adım gerileriz.

Akido Nedir?

Üç kanjiden oluşan kelimenin açılımı şu şekildedir:

Ai: Uyum
Ki: Enerji
Do: Yol

Kabaca Türkçeleştirirsek, enerjiye uyum sağlamanın yolu diyebiliriz.

Buradaki esas amaç kazanan olmak değil, her şartın içindeki enerjiyi en iyi şekilde kullanmaktır.

Biraz daha detaylandıralım.

Aikido Felsefesi

Aikido felsefesi hakkında bir şeyler karalamam gerekirse şöyle başlayabilirim. Hayatta kazanmaktan daha önemli olan unsur :

Gündelik hayatın içerisindeki rekabet bir spor müsabakasındaki kadar net değildir. Yine de rekabetten tamamen uzak bir hayat yaşadığımızı da söyleyemeyiz. İşte bu rekabetin içerisinde her zaman kazanan olmaktan daha önemli bir nokta daha var. Kazanırken de kaybederken de şartlara uyum sağlayıp enerjiyi sürdürebilmek.

Kazanmak ve kaybetmek bir sonuç olsa da kazanan ve kaybeden kişi olmak bir tavır meselesidir.

Her zaman kazanan olamazsınız. Kazanan kişiyle kaybeden kişiyi ayırt eden faktör kazanma azminin getirdiği enerjinin yanında yenilginin enerjisine de uyum sağlamaktır. Aslında aikido ile birlikte öğrendiğimiz şeylerden biri kazanmanın yanı sıra kaybetmenin de ne kadar değerli ve var olduğudur diyebiliriz.

Bu enerjiye uyum sağlamak da düşmeyi bilerek gerçekleşir.

“Düşmeyi Bilmek” tam olarak nedir?

Aikido 101: Düşmeyi bilmeden hamle yapmayı ve karşılık vermeyi öğrenemezsin.

Aikido’da başlangıç derslerinin neredeyse tamamı dengeli adım atmak ve nasıl güvenli bir şekilde düşüleceğini öğrenmekten geçer. Haftalar boyu sert düşüşleri yumuşak ve kontrollü inişlere çevirmeye çalışırsınız. Kısacası oradan oraya savrularak onlarca ders geçirir ve tekniğinizi ilerletmeye çalışırsınız. Belirli bir süreden sonra, beklemediğiniz anlarda bile kas hafızanız sayesinde düşmenin enerjisini ayağa kalkmak ya da karşı hamle yapmak için kullanabilirsiniz. Bu sürecin neticesinde sizin için düşüş ve tekrar ayağa kalkış yürümek kadar doğal bir hal alır. Aslında hayattaki gidişatımıza baktığımızda bu duruma hepimiz aşinayız.

Aikido ve Kişisel Gelişim

Kazanmak ve kaybetmek bir sonuç olsa da kazanan ve kaybeden kişi olmak bir tavır meselesidir.

Belli bir eşiğin üstüne çıkmamızı sağlayan en büyük etken; düştüğümüz, yenildiğimiz, başarısız olduğumuz anlarda ne yaptığımızda saklıdır. Temelde de böyle değil midir?

Eğildikten sonra daha yükseğe sıçrarız, daha ileriye atlamak için birkaç adım gerileriz.

İniş ve çıkışların kendine has dengesi ve mekanikleri vardır. Muhteşem çıkışı gerçekleştirmek için çoğu zaman hazır olabiliyoruz ama inişlere karşı her zaman bu kadar hazır değiliz.

Yenilgiyi, düşüşü, reddedilmeyi kabul ettikten sonra değişen şey:

Çocukluktan bu yana bize çift ve kutuplu düşünme alışkanlığı kazandırıldı.

Hans Rosling’in “Factfulness Dünya Hakkında Yanılmamızın On Nedeni” isimli kitapta bu alışkanlık sıkça dile getiriliyor. Dünyada kazanan-kaybeden, fakir-zengin, mutlu-mutsuz, doğru cevap-yanlış cevap ayrımını çok keskin yapıyoruz.

Siyah ve beyaz arasındaki ayrım her ne kadar kolay ayırt edilebilir olsa da hayatın içerisindeki ayrım bu kadar kolay değildir.

Kazanan-kaybeden ayrımını değiştirmek için yenilginin de kazanılan bir şey olduğunu kendinize hatırlatabilirsiniz.

Kabul edin ya da etmeyin, hayatınızın bir noktasında düşeceksiniz. Belki farkında olmadan bu düşüşü yaşayacaksınız, belki duvara toslamış kadar sert.

“Başarısızlık düşmek değildir, yükselememektir.” — James Patterson

Öyle ya da böyle kaybetmeyi, düşmeyi ya da reddedilmeyi inkar etmek ya da kendinizi tamamen bırakmak yerine yapıcı bir şekilde kabullenip isteğiniz doğrultusunda gelişmeye devam edebilirsiniz.

Unutmayın ki yaşadığımız dünya daha yükseğe sıçramak için eğilenlerle değil, kontrolünü kaybetmiş zafer sarhoşlarıyla dolu. Yenilgi kazanmak, düşmeyi bilmek ve bunu yapıcı hale getirmek bu yüzden günümüzde hem bireysel hem de toplumsal bir ihtiyaç halini aldı.

Yazan : Eren Cicibıyık, Medium

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.