Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim forumu misyonu taşıyan kendinigelistir.com sitesi Özgür Şahin tarafından hayata geçirilip, geliştirilmektedir. © 2024. Tüm hakları saklıdır.

  1. Anasayfa
  2. Geliştiren Hikayeler
  3. Biz dile söze bakmayız, gönle hale bakarız!

Biz dile söze bakmayız, gönle hale bakarız!

Özgür ŞAHİN Özgür ŞAHİN -

- 6 dk okuma süresi
137 8

Öte alemden onun sesiyle sıyrıldım. “Şems iyimisin? Ayakta durma gel otur. Solgun gözüküyorsun” dedi Mevlana. Zorlukla tebessüm ettim ama söyleyeceklerimin ağırlığı koca bir değirmentaşı gibi boynumda asılı kaldı. Sesim kısık, kırılgan çıktı. “Pek iyi değilim aslında. Çok susadım, lakin bu evde susuzluğumu giderecek hiçbirşey yok.” “O zaman gidip bir Kerra’ ya sorayım, canın ne çekiyorsa söyle hazırlasınlar.” dedi.

“Yok istemem. Bana gereken şey mutfakta değil ki, meyhanede! İçimden sarhoş olmak geliyor bu akşam.”

Rumi’ nin yüzünden bir endişe bulutu geçti. Kafası karışmış gibiydi.

“Testini mutfakta dolduracağına, meyhanede doldursana” dedim.

“Nasıl yani? Sana şarap mı alayım?” diye tereddütle tekrarladı koca alim.

“Aynen öyle. Sade bana değil. Gidip ikimize birden şarap alsan pek makbule geçer. İki şişe kafi, biri sana biri bana.Yalnız bir ricam olacak. Meyhaneye vardığında alelacele şişeleri kapıp buraya gelme. Birazcık oralarda oyalan. İnsanlarla sohbet et. Ben seni burada bekliyor olacağım. Aceleye mahal yok.”

Mevlana yarı isyan yarı kaygıyla baktı yüzüme. O an ta Bağdat’a yoldaşım olmak isteyen kızıl saçlı çömez geldi aklıma. Başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğüne kafa yormaktan fırsat bulup da tasavvuf deryasına dalamamıştı. Acaba benzer şekilde, itibar kaygısı Rumi’yi bu yolda ilerlemekten alıkoyacak mıydı?

Ama Mevlana anlık tereddütten sonra ayağa kalkıp, “Pekala, olur” manasında başını salladı, dedi ki:

“Bu yaşa kadar ne meyhaneye gittim, ne ağzıma bir damla şarap koydum. İçki içmek doğru değil zannımca. Ama sana itimadım tam. Zira inanıyorum ki sen benden boş yere böyle birşey istemezsin. Muhakkak ki görmemi arzu ettiğin bir hakikat var.  Senin hatırın için, dost, dediğin yere gideceğim.  Nefsimin ağrına gitse de, ayaklarıma zor gelse de  şanıma leke düşürse de bu iş,  o şarabı alıp senin için buraya getireceğim.”

Böyle dedikten sonra veda edip çıktı.

O odadan çıkar çıkmaz, dizlerimin üstüne düştüm, secde ettim. Rumi’nin bıraktığı tespihe sarıldım, Rabbime defalarca defalarca şükrettim. Bana böyle harikulade bir yoldaş verdiği için dua etttim.  Mevlana coşkun bir nehirdir.  Yerinde saymayan, tüm insanlığı ve varoluşu kucaklayan,  kimseye karşı bir önyargısı olmayan,  hep daha öteleri merak ve keşf eden,  çağıl çağıl berrak bir nehir… Benim tek yaptığım o nehrin önündeki seddi yıkmaktı. O kadar…

… ve sonrasında …

Mevlana, Şems’in dediği gibi meyhaneye gider ve orada müşterilerle sohbet eder. O sohbetten beni en çok etkileyen bölüm;

“Dostlarım, şarap masum bir içecek değildir çünkü içimizdeki en pespaye yanları ortaya çıkarır.  Kanaatimce içkiden uzak durmalı.  Bununla beraber, unutmamalı, yaptıklarımızdan meyi de meyhaneciyi de sorumlu tutamayız. Şaraptan evvel nefslerimizdeki düşmanca küstahlığı, riyakarlığı, kindarlığı, katılığı, saldırganlığı kovmalıyız. Ve en nihayetinde içen içer, içmeyen içmez. Kimsenin kimseyi zorlamaya hakkı yoktur. Çünkü dinde zorlama yoktur.”

dile, söz bakmamak, gonlu hale bakmak

Bi’şeyler içmek bahane, Şems ve Mevlana “dostluğu” şahane…

Hayatımızda kimileriyle Bihter’le Behlül olmaya can atarız, kimileriyle ise Şems ile Mevlana …

Ben, Şems’le Mevlana’nın dostluğuna ve birlikte yaptıkları güzel işlere o “ruh eşdeşliğine” hayranımdır. Kendimi hep Şems(ruhen) olarak düşünmüşümdür, Şems güneş anlamına gelir ayrıca.  O yüzden bana ait heryerde güneş sembolü vardır.

Biliyorum bi’gün bi’yerlerde bi’ Mevlana ruhu benimde mutlaka karşıma çıkacak ve biz onunla kafa kafaya verip içinde “iyilik” olan çok güzel işler yapacaz, gelecek nesiller bizden bahsedecek.

Aynı şeyi sizin içinde diliyorum, Bihter yada Behlül çok bulmak isteyene / almak isteyene (-ki bu da gerekli) ama hayata dair güzel kalıcı şeyler yapabileceğin, işin içine maddiyatı karıştırmadan, ruhani boyutta “eş” olup “tek” olup “dost” olup birşeyler yapabileceğin insan çok az…

“Şems mi Mevlana’ yı yetiştirdi,
Mevlâna mı Şems’e mürşid oldu?”

Sevgimle, sağlıcakla kalın …

Yazan : Hülya KONAR

Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.

İlgili Yazılar