Anasayfa / Motive Olmak / Geliştiren Hikayeler

Geliştiren Hikayeler

kişisel gelişim hikayeleri, kişisel gelişim öyküleri ve başarı hikayeleri ile ilgili haberler ve genel bilgilerin olduğu kategori sayfası

Kendini gerçekleştiren kehanet!

Konuya Nick adında bir demiryolu isçisinin öyküsüyle başlamak istiyorum.
Nick güçlü, sağlıklı bir işçi, manevra sahasında çalışıyor. Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi ve işini iyi yapan güvenilir bir insan. Ne var ki, kötümser biri, her şeyin kötüsünü bekliyor ve başına kötü şeyler geleceğinden korkuyor. Bir yaz günü, tren isçileri, ustabaşının doğum günü nedeniyle bir saat önceden serbest bırakılıyorlar. Devamını Oku »

Evliliğinin bittiğini düşünenlere, yeni evlenenlere ve bekarlara…

evlilik, evlenenler, bekarlarBir kadın anlatıyor:
Kocam bir mühendisti. Onunla sâkin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı… Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sâkinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu. İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdum duymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış Devamını Oku »

Biz dile söze bakmayız, gönle hale bakarız!

Öte alemden onun sesiyle sıyrıldım. “Şems iyimisin? Ayakta durma gel otur. Solgun gözüküyorsun” dedi Mevlana. Zorlukla tebessüm ettim ama söyleyeceklerimin ağırlığı koca bir değirmentaşı gibi boynumda asılı kaldı. Sesim kısık, kırılgan çıktı. “Pek iyi değilim aslında. Çok susadım, lakin bu evde susuzluğumu giderecek hiçbirşey yok.” “O zaman gidip bir Kerra’ ya sorayım, canın ne çekiyorsa Devamını Oku »

Önyargı ve keyif-yaşam ilişkisi

Küçük hikayecikler ama o kadar güzel özetliyor ki? Çoğu şeye kafamızda oluşturduğumuz olumlu\olumsuz kalıplarla yaklaşırız. Bu durum her zaman aynı şeyi doğurur aslında. “Hiç haketmediği şeyleri yapmak!” Kendimizden ödün vererek çoğu zaman bi’şeyleri olsun diye üstüne düştüğümüz ama ne olduğunu kafamızda oturtamadığımız insanlar yok mu etrafımızda? Patron – çalışan ilişkisi ya da uzağa gitmeyelim… İki mesai arkadaşı mesela? Ya durumun tam tersi? O daha da kötü… Devamını Oku »

Her seçim bir kaybediştir/kazançtır…

İngiliz Kralı 8. Edward sevdiği kadın için tahtını terkettiğinde de kimse bu tercihe anlam verememişti. Çünkü “geçer akçe” olan “taht’tı ve bir kadın için koca imparatorluğun nimetlerim tepmek “akıl dışı” sayılıyordu.  Birisini herşeyden vazgeçebilecek kadar çok sevmenin, insanın başına, hiçbir tacın sağlayamayacağı türden bir asalet halkası takacağını düşünemediler. İngilizler, tahtsız kralın ardından dövüne dursun, tahtsız kral da sevgisiz İngilizlerin haline acıdı durdu hayatı boyunca… Devamını Oku »

Gelişimin kıyısında yürümek!

Gelişimin kıyısında yürümek veya kararsızlığın gölgesinde kalmak. Seçim bize kalmış. Hayatınızın her safhasında bu iki tercihle karşı karşıyayız. Gelişimin kıyısında başlayan yürüyüş ilerde süratli bir koşu ile devam edebilir. Bunun yanı sıra kararsızlığımız yüzünden bulunduğumuz yerden geriye bile gidebiliriz. Genç kız geceye sonsuz düşüncelerinin karmaşıklığı arasında merhaba demişti. Devamını Oku »

Ben de öyle yavrum…

Yaşamın anlamını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gitmişti. Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde tüm duvarların kitaplarla kaplı olduğunu gördü. Fakat evi dikkatle gözden geçirdikten sonra, yerde bir kilim, duvar dibinde yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka evde hiçbir eşyanın olmadığını gördü ve merakla Devamını Oku »

Eğitim mi? Cibiliyet mi?

Birkaç yerde, birkaç şeklini okudum. İsteyen istediği yere çekmiş. İlgimi en çok çekeni “vatan, millet” üzerine yorumlanmış olanı idi. Ama “dost, arkadaş” , “çevre, etraf” vb. gibi konularla da bağdaştırılmış. N’ymiş bu hikaye? “Eğitim mi? Cibiliyet (soy, sop) mi?” Bu hikayeciği okuduktan sonra aklınızdan şunu çıkarmayın lütfen… “Önüne bir fare düştüğünde, eline bir fırsat geçtiğinde, çıkarları için vatanını/sizi satmaktan, milletini/dostunu harcamaktan, tereddüt etmeyecek yüksek eğitimli büyük kedilerden Allah bu memleketi ve bu milleti muhafaza kılsın.Devamını Oku »

Usulünce cevap verebilmek meziyettir…

80’li yılların sonları, bir Beşiktaş-Bolu Spor maçı sırasında, Hakem, Beşiktaş’ın net 2 golünü vermez, Bolu Spor’a havadan bir penaltı verir. Maç çığırından çıkmıştır. Beşiktaş’lılar neredeyse sahayı terk etmeyi düşünürler. Bolu Spor 2. golü de atar. Metin TEKİN santrayı yapmaz bekler. Hakem düdüğü bir daha çalar, ama Metin hala topa dokunmaz. Devamını Oku »

Gökyüzü çok bulutlandığı zamanlarda bile aslında güneş bir yerlerdedir…

Soğuk bir kış sabahı sahilde bulunan küçük bir koydan bir balıkçı filosu denize açıldı. Öğleden sonra büyük bir fırtına koptu ve gece olduğunda balıkçı teknelerinden hiçbirisi limana dönememişti. Bütün gece boyunca eşler, anneler, çocuklar ve sevgililer ellerini oğuşturup, kaybolan sevdiklerini kurtarması için Tanrıya yakararak rüzgara açık kıyıda bir aşağı bir yukarı dolandılar. Bu berbat durumda, bir de kulübelerden birinde yangın çıktı. Erkekler olmadığı için yangını söndürüp kulübeyi kurtarmak mümkün olmadı. Devamını Oku »