Mühendisliklerin en zor doldurulan pozisyon olduğu söylenir. Ancak günümüzde pazarlama ve marka yönetimi gibi pozisyonların uygun aday bulma noktasında en az mühendislikler kadar zorlu olduğu kaçınılmaz. Düşünün bir kere eğer şirketinize bir yazılım mühendisi arıyorsanız gelen adayları bir kodlama testinden geçirerek performanslarını değerlendirme konusunda fikir edinebilirsiniz. Ama pazarlama pozisyonu için gelen bir adayı değerlendirmek görünenden bir tık daha zorlu olabilir.

Sadece eğitim insanları pazarlama ile ilgili pozisyonlara hazırlamıyor

Durum aslında tam olarak böyle, iyi bir okuldan muhteşem bir pazarlama ya da marka yönetimi eğitimi almış olabilirsiniz ama bu gerçek hayatta karşınıza çıkacak problemleri nasıl çözeceğiniz konusunda tek başına yeterli bir kriter değil.

Tabi ki işin okulunu okumak, teorisine hakim olmak ve hocalarınızın deneyimlerinden faydalanmak muhteşem bir şey (en azından benim için öyle) ancak atlanmaması gereken bir durum var ki söz konusu pazarlama olduğunda her şey çok hızlı değişiyor. Ve sizin bu değişime ayak uydurabilmeniz için sadece okulla sınırlı kalmamanız gerekiyor.

İş aslında tamamen su akarken testinizi ne kadar doldurabildiğinizle alakalı.

Teori ve deneyimi bütünlemiş olmak adaylar arasında seçim yapmak konusunda oldukça etkili bir kriter.

CV’ler Her şeyi Tam Anlatmaz

Adayların özgeçmişleri her zaman onların yaptıkları her şeyi tam olarak anlatmak konusunda yeterli olmayabilir. Hatta bazen bu özgeçmişlerin bir kısmı aldatıcı da olabilir. Sadece özgeçmişinizle bu iş ve pazarlama konusunda ne kadar istekli ve motive olduğunuzu anlatamayabilirsiniz. Ki tam olarak pazarlama ile ilgili pozisyon için ne kadar istekli olduğunu belirtmek bir kişinin başarabileceğini farketmek için güzel bir belirleyicidir.

Şirketler sadece adayların özgeçmişine bakmaktan ziyade yaptıkları projelere, varsa fikir paylaştıkları bloglara, yönettikleri başarılı Facebook kampanyalarına vs. bakarak aday hakkında daha fazla bilgi sahibi olup, ilgili pozisyonda başarılı olup olamayacağını değerlendirebilirler.

Bu noktada adaylar için online itibar ve görünürlüğün ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor.

Mühendislik ile ilgili bir pozisyonda mühendisler üzerinde çalıştıkları projeler, üretikleri şeylerin maketlerini gösterebiliyorlar neden bu şey pazarlama pozisyonları için de gerçek olmasın?

Aynı zamanda işe alım mülakatlarında şirketin pazarlama departmanından mutlaka birisinin olması hayati önem taşıyor. Böylece ilgili pozisyon için görüşmeye gelen adayın başarısını farklı metriklerle ölçerek işe yanlış kişiyi alma riski minimuma iniyor.

Pazarlama departmanından birisi ile görüşen aday kendini görüşmede teknik terimleri içeren ‘aynı dili’ konuştukları için adayın aslında nelerden bahsettiğini daha iyi değerlendirilebilir.

Başarı kriteri olarak adaylarda sadece özgeçmişe bakarak karar vermenin yanısıra adayın akademik ve deneyimlerini, daha önce yaptıklarını, projelerini ve varsa fikirlerini paylaştığı blogunu incelemek oldukça önemli.

Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Yazan : Burcu Kaymak | Pazarlamasyon