Birinin yerleşmiş bir korkusu varsa, tedavi ediyorum diye, üzerine gitmek tamamen eziyete dönüşebilir. Bir zamanlar dişimiz ağrıdığında eski yöntemler uygulanırdı. İpler kapıya bağlanırdı mesela… Ama bu işin uzmanı var. Bir arkadaşınızın dişi ağrıdığı zaman “gel, ben bakayım” durumu tamamen yanlıştır. Aynı şekilde birisinin bir korkusu varsa “üzerine gidelim, geçsin” yanlıştır. Çünkü bu işin bir uzmanı var. Şimdi gelin bir senaryo yazalım. Çocuk küçük bir kuzuyla oynuyor. O sırada arkada çocuğun ürkeceği bir durum olur. Köpek havlar ya da kapı çalınır. Kuzudan ötürü değil ; gürültüden ötürü çocuk korkar. Ne yapar? Kuzudan kaçınır. İki gün sonra, üç gün sonra… Çocuk kuzunun yanına geldiği zaman kuzudan korkar. Ne olur? “Kuzu fobisi” oluşmuştur. Böyle bir şeyin oluşmasını engellemek istiyorsak, kuzuyla oynarken, gürültü oldu söz gelişi… Hemen onun üzerine, yarım dakika sonra örneğin, çocuk kuzuyla tekrar bir araya getirilebilir. Bu olabilir…
Ama bunun dışında birinin yerleşmiş bir korkusu varsa, tedavi ediyorum diye, üzerine gitmek tamamen eziyete dönüşebilir.
At ayağı çevik, ozan dili çabuk olurmuş.
Aşağıdaki videoda eski yöntemlerle korkunun üzerine gitmek ile 2 ay sonra tekrar üzerine gitmek konulu videolar mevcuttur. Prof. Dr. Üstün Dökmen yorumuyla izleyelim…
Kaynak : Prof. Dr. Üstün Dökmen / Küçük Şeyler Programı
Düzenleme : Özgür Şahin / kendinigelistir.com