Başarının sırrı birçok defa sitemiz üzerinde anlattık. Başka bir bakış açısıyla azim, tutku ve inanmak başarıya nasıl etki ediyor? Neyi değiştiriyor?
Heyecanlanmayın, bunlar hepimizde var, yok olduğunu düşünüyorsak, kendimize dönüp bir bakmamız ve içimizde arayıp bulmamız, keşfetmemiz gerekiyor.
Konuya devam etmeden önce, kullandığımız kelimelerin anlamında birleşmemiz gerekiyor. Her birimizin sözlüğünde her sözcüğün farklı bir anlamı vardır, çünkü her birimiz konuşulan sözcükle ilgili farklı bir yaşam deneyimine sahibiz. Birlikte yaşadığımız kişilerle ortak sözlüğümüzü oluşturmak ve kullanmakta yarar var, daha huzurlu bir yaşam için…
Kelimelerin Gücünü Hissedin
Öğrenci, keşifçi, paylaşımcı, hayalperest ve işine duygularını karıştıran bir kelimeciyim ben. Kelimelerin peşine düşerim. Bazen tek bir kelime bana ne çok şey anlatır… Tutku ile düşerim kelimenin ağına. O, bir tek kelime kocaman bir öykü yazar hayal dünyamda, resimler yapar/çizer, fotoğraflar çeker, birlikte yaşarız, gelişir, keşfeder ve büyürüz. Sürekli kullandığımız bazı kelimelerin anlamlarını (TDK’dan da yararlanarak) yazıyor ve ortak sözlüğümüzü oluşturmaya başlıyorum.
İnanmak
Bir şeyi doğru olarak benimsemek, birine, bir şeye inanmak, güvenmek, bir şeyin varlığını, doğruluğunu kabul etmek, sevecek, güvenecek ve bağlanacak en yüksek varlık olarak bilmek, iman etmek.
Tutku
Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç, irade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras.
Azim
Sözünden veya kararlarından dönmemek, bir işi sonuna değin sürdürmek, bir işteki engelleri yenme kararlılığı göstermek. Bir işteki engelleri yenme kararlılığı.
Okuduğumuz bölümde çokça geçen hırs sözcüğüne de bir bakalım.
Hırs
Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku, öfke, kızgınlık.
Doğa
İnsan faaliyetlerinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın hepsi, tabiat. Evrende meydana gelen olayları denetiminde, egemenliğinde tuttuğuna inanılan soyut güç…
Çaba
Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç, zorlu, sürekli çalışma, gayret, ceht, efor.
Başarı
Bir işte elde edilen yararlı sonuç, muvaffakıyet.
Denge
Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, Zihinsel ve duygusal uyum, istikrar.
Başarı sonuç değil, yolculuktur, iyi yolculuklar…
Başarı nedir?
Başarı nasıl ölçülür?
Sizin başarı ölçütünüz nedir?
Neye göre başarılısınız?
Başarı tesadüf değildir, çoğu zaman tesadüf gibi görünse de.
Sınav kazanmak, başarı mıdır? Hem de nasıl… Üniversite sınavına hazırlanan gençleri bir düşünün. Sadece kendileri için değil, aileleri için kazanmak, başarmak isterler neredeyse.
Yemek yiyebilmek, eline kaşığı yeni alan bir bebeğin kaşığı ağzına götürebilmesi ne büyük başarıdır.
Yürüyebilmek, emekleyen bir bebeğin ayağa kalkması, alkışlar ve çığlıklarla ilk adımı atması.
Para kazanmak, terfi etmek, buluş yapmak, kitap yazmak, yaratmak, en ünlü, en zengin, en büyük olmak.
Başarının ölçüsü hep “sonuçlar” mıdır?
Sonuç nedir? Sonuçta ne oldu? Sonuçta ne elde ettin? Sonuçta ne yapıyorsun?
Başarı bu mudur? Bu ölçüler yeterli midir, doğru mudur? Başarının ölçüsü olarak ne kullanılmalıdır?
Başarı nedir? Başarılı insanlar kimlerdir? Başarılı kişi kimdir?
İstediklerini, kendi düşündüklerini yapan kişi midir?
Kamu yararına, toplumun istediklerini gerçekleştiren kişi midir?
Kimin için başarılı?
Toplum için “başarılı olmak”, toplumsal değer ölçütleri ile belirlenmektedir. Ya sizin için belirleyici olan nedir? Sizin için en değerli olan ne ise, başarıyı ona göre mi tanımlarsınız? Neye önem veriyorsanız, en başarılı kişi, ona sahip olan mıdır?
“Hayatta en büyük isteğim, kendime yapabileceğimin en iyisini yaptıran olmaktır.”
Benim için başarıya sahip olmanın yolu, ne elde etmek istediğim, nelere sahip olmak istediğimle başlar. Bu hedeflere giden yolda gösterdiğim çaba ile ölçerim başarımı.
Benim için başarı istek, hedef ve çaba kelimelerini içinde barındırır.
Başarılı insan, isteklerini anlayıp, hedeflerine ulaşmak için çaba harcayandır.
Asla vazgeçmeden çaba harcamaya devam edendir.
Bir öykü…
Çin bambu ağacının hikâyesini bilir misiniz?
Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat tohum bu yıllarda da filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler.
Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.
Akla gelen ilk soru şudur: Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı haftada mı yoksa beş yılda mı ulaşmıştır?
Büyük bir sabırla ve ısrarla, tohum beş yıl boyunca sulanıp gübrelenmeseydi; ağacın büyümesinden, hatta var olmasından söz edebilir miydik?
Bir başarının şartları her zaman çok basittir.
Çalışın, sabredin, her zaman inanın ve hiçbir zaman geri dönmeyin.
[highlight]Başarı sonuç değil, yolculuktur, iyi yolculuklar…[/highlight]
Yazan : Yasemin Sungur | Martı Dergisi