Bir şey istiyordum, sonra o şeyi yapmak için bekledim, bekledim, sonra biraz daha bekledim ve tam 1 yıl önce kafamın içinde, gözlerimin önünde bu soru belirdi:
“Daha ne kadar bekleyeceksin?”
Mevcut yaptığım işimde gayet iyi gidiyordum, 09.00-18.00 bir çalışma temposunun üstüne bir de hafta sonu tatili sürdün mü tadından yenmez bir işim varken içimden bir ses devamlı olarak “eksik” diyordu.
Bir şeyler eksik…
Neyin eksik olduğunu bulmam çok fazla zamanımı almadı, beni neyin sarmalayabileceğini biliyordum.
Haydi Tuğçe, dedim. Başlıyoruz!
Günlerce hesap kitap yaptım, bunu özellikle belirtiyorum çünkü yapamadıklarımızın tek suçlusunun maddi imkansızlıkların olmadığını hatırlamanızı istiyorum.
İnsanlara ulaşmak, onları dinlemek, iyi etmek istiyordum. Diğer yandan “yazmak“ istiyordum, evet bir kitap yazmıştım ama yetmiyordu, ben bu işte iyi olmalıydım.
Gelelim benim hesap kitap işlerine…
Sadece maddi değil, zamansal olarak da cebimden çok çıkacaktı. Gidecekti bir şeyler…
Sonra hayatın koşuşturması içinde zaten benden giden ve benim fark edemediğim giderlerimin listesini yaptım.
İşte bu noktada durup tercih yapmam gerekiyordu.
Ne dersin Tuğçe, düzeni bozmamak, sıkıntıya girmemek mi yoksa hayallerin mi?
Yaradılışım gereği karşıma çıkan seçenekler arasında “hayalim” varsa tercih yapmakta zorlanmam.
Çünkü hayale yürümek özgürleştirir, adamı şöyle bir silkeler,
Hedefi yakınlaştırır, kalbi çarpıtır…
Zor olanı seçtim.
Koç olacaktım, hayaller bunu söylüyordu.
Araştırmalarım sonucu bana her zaman “iyi ki” dedirten bir okulla kesinti yollarımız, Sola Unitas…
Sırada yazma işi vardı.
Yine geldi aynı soru: “Daha ne kadar bekleyeceksin?”
Kötü bir şeyler karalamazsan iyi olan da gelmeyecek, gelmedi de…
Yazdım, bir şeylere dair yazdım, ucu bana dokundu, hayata dokundu ve artık daha çok kişiye dokunuyor…
Kısıtlı zamanlara birden fazla güzellik sığdırmak beni mutlu ediyor.
Şimdi bir şey istediğimde “Daha ne kadar bekleyeceksin Tuğçe? Diyorum,…
Peki sana soruyorum, olan biten canını acıtırken ve hayatını eksikler doldururken sen daha ne kadar bekleyeceksin?
Yazan : Tuğçe Güçnar Kengil | kendinigelistir.com