Anasayfa / Geliştiren Videolar / Sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?

Sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?

Muhtemelen duyuyor, bu yazıyı okuduğunuza göre görüyorsunuz da, o laptop’u kucağınızda tutmanızı sağlayan ya da yazı yazmanızı sağlayan estetik harikası elleriniz de yerli yerinde. Benimle neredeyse yaşıt bir kadının, Sarah Churman‘ın videosunu izlediğimde donakaldım. Yaptığım diğer tüm işleri (bedenim, problemsiz çalışarak bana birçok işi aynı anda yapabilme lüksünü de veriyor zira) bıraktım ve oturup defalarca izledim. Videoda 29 yaşına kadar hiçbir sesi duymamış olan Sarah‘ın tıbbi müdahale sonucu ilk kez bir sesi duyuşuna tanıklık ediyorsunuz.
Duyulan ilk ses, hem de öyle özel bir ses, özel birinin sesi, beklenen, özlenen birinin sesi değilken gözyaşları hücum ediyor Sarah’ın gözlerine..

Hiç ses duymadığınızı düşünün, sevgilinizin, annenizin, babanızın sesini, sözlerine vurulduğunuz o şarkının melodisini, su sesini, çaldığında heyecanla koştuğumuz kapının sesini, sevgiliden gelen mesajın telefona düşme sesini, bebeğinizin ilk “baba” deyişini, pencerenize kaçak yapılaşmayla yuvasını yapmış olan serçenin sabahları cıvıl cıvıl sesiyle verdiği “günaydın” tınısını duyamadığınızı..

Yaşamayı fazla büyütüyoruz aklımızda, mutluluğu henüz tanımadığımız tatlara yükledikçe, sabah yediğimiz sıcak ekmeğin bizi mutlu etme hakkını alıyoruz elinden.

Hep yarına öteliyoruz huzuru, “yarın” hiç gelmiyor. Dünün pişmanlıklarıyla bugünü harcıyoruz, dün çoktan bitmişken bugün de bitiyor.

En son ne zaman elinizi  incelediniz? Bugünün teknolojisinin bile performansının %1′ine ulaşamadığı o estetik harikasını göz hizasına kaldırıp, Parmak ve eklemleri oynattıkça ortaya çıkan o müthiş semazenî görüntüyü en son ne zaman izleyedurdunuz?

En son ne zaman hiç tanımadığınız ve belki de tanımayacağınız biri ya da birileri için bir şeyler yaptınız? Tanımadığınız birinin yaşadığı acı en son ne zaman yaktı yüreğinizi?

Sabah uyandığınızda güneşi size gösterdiği için gözlerinize, yataktan sizi doğrulttuğu için belinize, yüzünüze suyu çalan elinize, evden çıkıp işe gidebilmeniz için attığı adımlar için dünyanın en uyumlu,  en estetik çiftleri olan ayaklarınıza ve bacaklarınıza, sizi yanlış işlerden ve büyük zararlardan koruyan vicdanınıza, doğduğunuz andan itibaren bir saniye bile durmadan bütün vücuda kan ithalat-ihracatını hiçbir problem yaşamadan, gümrüklerde bekletmeden gerçekleştiren o kırmızı et parçasına, bütün kainattaki canlılardan farklı olmanızı ve sizden onlarca kat büyük yapıları ve canlıları yönetebilmenizi sağlayan aklınıza en son ne zaman teşekkür ettiniz?

Anneniz yine biraz daha merhametlidir, siz ona sarılmadan o size sarılır da, siz asıl babanıza en son ne zaman sarılıp “Babam, iyi ki varsın” dediniz?

sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu

Şikayetlerimizi sorsalar.. Çevremizden, ülkemizden, devletten, insanlardan, kapıcı Ahmet Abi’den, sürekli arabanızın arkasına park eden komşu Emre Bey’den şikayetlerimizi yazmak istesek iki ortalı harita metot defterini doldururuz değil mi bir çırpıda?

Peki ya ne zaman oturup şükretmeniz gereken şeyleri listelediniz? Ne zaman durduk yere gözleriniz yaşardı sahip olduğunuz şeylerin mutluluğundan? Hep daha fazlasını istiyoruz, öyle olmasa insan olmazdık ama daha fazlası için çaba gösterirken elimizde olanın tadını ne kadar çıkarabiliyoruz?

Bütün bunları düşündüren Sevgili Sarah Churman, sana binlerce kez teşekkür ederim. Aşağıdaki videonu gören gözler için değil, kalp gözü görenler için paylaşıyorum.

Yazan : Ömer Ekinci

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.