Anasayfa / Kişisel İmaj / Yaratıcı mısınız? Değil misiniz?

Yaratıcı mısınız? Değil misiniz?

YaratıcılıkHayat, ideallerden, örneklerden değil renklerden oluşuyor. Kimimiz moru kırmızıya tercih ediyor, kimimiz grinin tonlarına takılıyor. Bazılarımız ise üzerinde renkleri birbirine karıştırmadan tutuyor. Halk arasında bunlara ‘renkli kişilikler’ deniyor, psikolojide ise ‘yaratıcı beyinler’… Bilimadamları yaratıcı kişilerin özelliklerini şöyle özetliyor… Sinem Ersever yazdı…     

HERŞEYİ DENEYENLERDEN MİSİNİZ? O ZAMAN YARATICI OLABİLİRSİNİZ!

Hiçbir zaman bana birilerinin örnek gösterilmesini sevmedim.

İlkokulda ‘‘komşunun kızının karnesinin hepsi pekiyi’’ dendiğinde ya da orta okulda sınıf arkadaşlarımdan biri ‘örnek öğrenci’ seçildiğinde hep şu soruyu sordum kendime:

Onlar da 8 yaşında Devlet Opera ve Bale Sahnesi’nde gösteriye çıkmış mı? Spordaki yatkınlıklarıyla kolejlerden burs teklifi almış mı? Aileleri onlara da sürekli başkalarını örnek gösteriyor mu? El elden üstünse, bu yüzden herkes bir diğerini örnek gösterebilirse, bu zincirin ucu sonsuz mu?

Lisede, üniversite sınavını en yakın arkadaşım kadar ciddiye almadığım söylendiğinde, acaba iki dil konuşuyor olmamın bir ciddiyeti, tae-bo’sundan fitness’ına yaptığım çeşitli sporların önemi, gitar çalmaktan yağlı boya resme denediklerimin bir afferini yok mu, derdim.

Üniversite sınavını ilk yıl kazanamayınca, hazırlık okuyup, benden bir yıl geride olan yakın arkadaşımla aynı sene sınava girdim. Bu sefer işi ciddiye aldım ve üç ay kala çalışmaya başladım. Bu azmi yaratan arkadaşımın yaptığı bir tespitti:

‘‘Sen 10 işi aynı anda yapıp, ara ara ders notlarına bakıp sınıf geçiyorsun; ben eve kapanıp, gece gündüz çalışarak sınıf atlıyorum. Sen ‘geçiyorsun’, ben ‘atlıyorum’. Benim ki çaba, senin ki zekâ!’’ dedi.

Hayatımda ilk defa yaşıtım biri benim zekî olduğumu söylemişti. Bu benim için büyüklerin söylemesinden daha önemliydi; çünkü onlar toptan ‘yeni neslin zekî olduğunu iddia ediyordu.

O yıl üniversite sınavında arkadaşım ilk 100’e girerken ben Hacettepe Arkeoloji’yi kazandım. Yine kimsenin gözünde büyük bir iş başaramamıştım. Ancak; ilgimi çeken onlarca sporu yapmış, doğu felsefesinden hayvanlar dünyasına düzinelerce kitap okumuş, üniversitede de hep ilgimi çeken bir bölüme kaydolmuştum.

Notlarımı bir gece öncesinden okuyarak üniversiteden 4 üzerinden 3.80’le mezun oldum. 1.5 yıl öncesinden verilen tezimi 1.5 ayda yazıp en yüksek notla rafa kaldırdım. Bir nevî okul yıllarımı, benden beklenenlerle benim istediklerim arasında bir yerlerde yaşadım. Bu felsefeyi de hayat için ilke yaptım.

Her deneme bana birşey kattı ve de bugünkü ben’i yarattı. Farklı insanlar anlayışı, anlayış da hoşgörüyü artırdı.

Öğrendim ki; beklenenleri yerine getirip ulaştığın başarı, istediklerine de anlam katıyor. İsteklerin de uzun vadede beklenenleri yapmanı kolaylaştırıyor.

Hayat, ideallerden, örneklerden çok, çeşitli renklerden oluşuyor. Kimimiz moru kırmızıya tercih ediyor, kimimiz grinin tonlarına takılıyor. Bazılarımız ise üzerinde renkleri birbirine karıştırmadan tutuyor. Halk arasında bunlara ‘renkli kişilikler’ deniyor, psikolojide ise ‘yaratıcı beyinler’…

Bilimadamlarına göre yaratıcı beyinler,

– Kendilerine örnek verilmesinden nefret ediyor
– Farklılıklarından dolayı sık sık eleştiriliyor
– Yeniliklere açık, maceracı hatta isyankâr olabiliyor
– Mükemmelliyetçi ve takıntılı olduklarından çok uzun saatler çalışıyor
– İnatçı ve meraklı tarafları dışarıdan koyulmuş kurallardan nefret ediyor, kendi kullarına göre yaşamayı seviyor
– Hayatı siyah ya da beyaz değil grinin tonları olarak görüyor
– Ve de binlerce kez reddedilse de aynı yola tekrar tekrar girmekten çekinmiyor

Araştırmalara göre yaratıcı insanlar, belirsizliğe ve çeşitliliğe daha toleranslı oluyor, çünkü bunların getirdiği cevaplanmamış soruları ve de bulanık sınırları seviyor. Belirsizlik ve çeşitlilik onların yaratıclığını besliyor, yaratıcılıkları da onları belirsiz ve esnek olmaya ve de birden çok işle uğraşmaya itiyor.

Geriye kalan tek şey onları bu döngüden ara ara çıkartıp birşeyler yaratmaya yönlendirmek oluyor. Eğitim sistemi maalesef bu konularda yetersiz kalıyor. İş, bireyin kendisinde veya sevdiklerinde ışığı görüp yönlendirmesine dayanıyor.

Dediğimiz gibi hayat, ideallerden, örneklerden değil renklerden oluşuyor. Siz de denemeyi sevenlerdenseniz yaratıcı olabilirsiniz. Peki bu yaratıcılığınızla bugüne kadar neler ürettiniz veya bugünden sonra neler üreteceksiniz?

 

Yazan : Sinem ERSEVER
Kaynak : kigem.com

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.