Anasayfa / İnsan İlişkileri / Hep kötü gün dostu aradık

Hep kötü gün dostu aradık

Büyüklerimizden öğrendiklerimizin çağ ile değiştiğine tanık olmaya başladım. Bunun böyle olması normal. Çünkü bizden önceki nesillerin yaşadıkları koşullarla bugün yaşadığımız koşullar çok farklı. Büyüklerimizden öğrendiklerimizin çağ ile değiştiğine tanık olmaya başladım. Bunun böyle olması normal. Çünkü bizden önceki nesillerin yaşadıkları koşullarla bugün yaşadığımız koşullar çok farklı. Zamana ayak uydurmak zorundayız. Teknoloji çağında yaşıyoruz. İlişkilerimiz de bu çağa göre değişti. Olumlu değişiklikler de var ama olumsuzlar da var. Çocukluğumdan beri duyduğum bir söz vardır;

“İyi gün dostu bulmak kolay, önemli olan kötü gün dostu bulmak. İyi günde herkes yanında olur, ama kötü günde yanında kimse kalmaz.”

Böyle bir bilgi ile büyüyen bizler dostlarımızı da ölçerken hep kötü gündeki davranışları ile değerlendirdik. Eğer kötü günde yanımdaysa o benim gerçek dostumdur. Bu bakış açısının yanlış olduğunu savunmuyorum. Gerçekten insan sıkıntılı gününde dostlarını yanında görmek istiyor. Aynı anda iki arkadaşıma gitmek zorunda kalsam hep sıkıntısı olanı tercih ettim. İyi olan nasıl olsa mutlu, onunla olmasam da olur diye düşünmüştüm. Mutsuz olanın daha çok ihtiyacı olduğunu düşünmüşümdür. Çevremdeki birçok insan da aynı şeyi düşünüyor. Kötü gün dostu olmak örnek bir davranış.

Ama son zamanlarda bir şey fark ettim. Bu konu üzerinde düşündüm ve biraz da araştırma yaptım. Bir de baktım ki kötü gün dostu bulmak ne kadar zorsa iyi gün dostu bulmak da zormuş. Şaşırmayın lütfen. Başarılarınızda yanınızda kimler vardı?

kötü gün dostu

Bazı insanlara dikkat edin ne zaman siz ağlıyorsunuz başucunuzda olur. Siz ne kadar kötü olursanız onun size olan şefkati daha da büyür. Ama siz başarılara imza atın bakalım o kişiyi yanınızda bulabilecek misiniz? Çok iyi bir evlilik yapın. Kariyerinizde yükselin, çok para kazanın işte o zaman o kişilerin size yaklaşımı biraz mesafeli olur.

“Nasıl olsa bana ihtiyacı yok artık. Kötü olduğunu duyarsam hemen yanında olurum” der. Oysaki bizim iyi günümüzde de dostlara ihtiyacımız var. Yaşadığımız güzellikleri paylaşacak dostlarımız olmadıktan sonra güzellikler neye yarar. Dostlarının sizinle birlikte olması için hep kötü olaylar yaşayıp sıkıntı mı çekmen gerekli. Hayatımızda hep sıkıntılar yok. Güzel şeyler de var.

Düşünün ki süper bir iş teklifi aldınız. Bu sizin de beklemediğiniz bir yükseliş oldu. Heyecanlısınız. Acaba bu kadar büyük bir sorumluluğun altından kalkabilecek miyim diye düşünüyorsunuz. Yeni bir iş yeri, yeni bir çevre ve bir sürü kişinin gözü sizin üstünüzde. Arkadaşlarınız sizin yeni bir işe başlayacağınızı biliyorlar. O gün size bir çiçek göndererek size destek vermeleri ne hoş olur değil mi? Çiçeğin manası şudur;

“Aferin sana arkadaşım. Hayatında büyük bir atak yaptın. Zaten bunu hak ediyordun. Sen buna layıksın. Seni kutluyorum. Mutluluğunu paylaşıyorum. Her zaman yanındayım.”

Ya da bu mesajı telefonla da verebilir. İşinizle ilgili heyecanı paylaşmak demek “Bu senin hakkın, sen bu göreve layıksın.” demektir. Ama böyle düşünmüyorsa sizin böyle bir göreve atandığınızda nedense o günlerde o da yoğun günler yaşıyordur. Aslında senin o gün yeni işe başlayacağını unutmuştur. Hatta unutması için bir sürü nedeni bile vardır. Bu seni o göreve layık görmediği anlamına gelir. Bu görevi hak etmediğini düşünüyordur. Bunu açıkça ifade edemediği zaman bu güzel mutluluğu yok farz ederek günü geçiştirmeye çalışır. Oysaki işten kovulduğun haberini aldığı zaman ilk koşan o olabilir. Vah vah çok üzülmüştür. Aslında beklediği olmuştur. Ya da harika bir evlilik yaptın. Şartların çok iyi olduğu bir mutluluğa adım attın. Düğüne gelmek zorundadır. Ama bakırsınız ki o gün kuaföre bile gidecek zamanı olmamıştır. Aslında gelemeyebilirdi bile ama mutlaka gelmesi gerektiği için gelmiştir. Eğlenceye bile katılmaz. Köşesine çekilir, sessiz kalmayı tercih eder. Üstelik de ortamdaki olumsuzlukları aramaya başlar. Ama evliliğin ile ilgili sorunlar olmaya başlarsa herkesten önce o koşar. İşte bazı kişiler çevresindeki kişilerin mutluluğunu taşıyamaz.

Bu konuyla ilgili araştırma yaparken büyük Hun İmparatorunun bir sözüne rastladım;

“En değerli çabalarınızın arkadaşlarınız tarafından lanetleneceğini bilin. Siz mükemmel oldukça en çok acıyı çekecek onlardır.”

Eğer mutluluklarınızı paylaşacak dostlarınız varsa şanslısınız demektir.

Saygılarımla…

Tülay Bilin / İnsan Kaynakları ve Kişisel Gelişim Uzmanı
tulayb18@gmail.com

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.