Anasayfa / Motive Olmak / Bir de bunlar var! / İclal Aydın artık pozitif olmamaya karar verdiğini yazdı!

İclal Aydın artık pozitif olmamaya karar verdiğini yazdı!

pozitifBen eski ben olmak istiyor muyum?
“Sen eskiden başkaydın” diyor adam… Doğru… Kadın (ya da erkek) eskiden başkaydı. Hiçbir zaman da aynı olmayacak artık. Ne o ilişkinin içinde ne de dışında, ne şimdi ne de gelecekte…
Başlangıçta kadını (ya da erkeği) diğerlerinden ayıran farklılıklar zaman içinde can sıkan, ete batan, göz çıkaran çıkıntılara dönüşür ya…

“Ama sen…” diye başlayan cümleler yavaş yavaş törpülemeye başlar iki kişiyi de…

Çünkü her “ama sen” diye başlayan cümlenin “ama sen de” diye başlayan bir karşılığı vardır.
***
“Ama sen çok yüksek sesli konuşuyorsun.”

“Oysa sen severdin sesimi önceden.”

“Şimdi utandırıyor.”

“Ben mi seni utandırıyorum?”

“Evet, arkadaşlarım haklılarmış seninle ilgili.”

“Arkadaşlarınla sen, oturup beni mi konuştunuz?”

“Onlar da seni biraz yüksek sesli ve şey buluyor…”

“Ne? Ne buluyorlar? Sana da senin için düşündüklerini arkandan söyledikleri gibi yüzüne karşı da söylüyorlar mı peki?”

“Ne söylüyorlarmış benim için? Ayrıca sen benim arkadaşlarımın benim hakkımdaki düşüncelerinden nasıl haberdar olabilirsin ki?”

“Yaaaa … Arkadaşını iyi seçeceksin demek ki… Sen odadan çıktığında seni satan arkadaşların varsa eğer sen de insan seçemiyorsun demektir.”

“Ama biz senden konuşuyorduk, konu ne zaman bana ve benim arkadaşlarıma geldi.”

“Biz senin seçimlerinden konuşuyorduk. Sesime ve konuşma biçimime daha dün aşıktın, bugün rahatsız oluyorsun. Ben de sana diyorum ki senin seçtiklerinde sorun yok, seçimlerinde sorun var.”

“Sen eskiden bu kadar uzatmazdın konuları, bu kadar sivri değildin.”

“Sen de eskiden bu kadar kaba değildin.”

“Kaba olan ben değilim.”

“Ben miyim?”
***
Bu diyalog tamamen bir hayal ürünüdür. Ancak hepiniz kabul edersiniz ki, aşağı yukarı benzerleri çoğunuzun yaşamında en az bir kere yaşanmıştır.

İlişki içinde örselenerek başkalaşırken insanlar, yaşam içinde her duruma karşı da değişiyorlar ne yazık ki…

Ya da iyi ki…

Dün son derece iyi niyetli dileklerle bir gün yine eski İclal olacağımı söyleyerek bitirmiş Reha Muhtar yazısını.

Oysa ben artık eski İclal olmak istemiyorum ki…

Hangi kadın ya da erkek kendini tamamlamaya, oldurmaya çalıştığı o uzun yolculuğu boyunca geri dönüp bakıp da pişmanlık duyduğu olaylardan sonra hatalı bulduğu kendini tekrar etmek ister ki?

Birkaç güzel anı dışında belki hiç istemez…

Ve sessizliğimden, ortaya çıkmak istemeyişimden, yazılarımın keskinliğinden mutsuz olduğum sonucu çıkıyor sanırım ama aslında tam tersi…

Tam tersi…

Yeni İclal mutluluğun saklanılarak, sakınarak yaşanması gerektiğini öğrendi…

Eskiden ben mutluluğun, aşkın, başarının paylaşılabilir ve ilham verici olduğuna inanırdım.

Yeni ben biliyorum ki değil ilham vermek, mutluluk eğer iki kişilikse çok sevimsiz, çok sinir bozan bir resimmiş meğer…

Sevincimi, coşkumu, mutluluğumu ve aşkımı ne anlatmaya ne de göstermeye niyetliyim artık…

Bu nedenle herkese tavsiyem de budur; mutluluktan söz etmeyelim…

Mutsuzluktan söz edelim hatta..

“Dikey ve yatay mutsuzluktan…

Mükemmel mutsuzluğundan insan soyunun…” (*Turgut Uyar)

Korumak için korunmak için…
 

Yazan : İclal Aydın
Kaynak : VATAN

Hakkında Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.