Anasayfa / Özgür ŞAHİN

Yazar Arşivi: Özgür ŞAHİN

Türkiye'nin en büyük kişisel gelişim sitesi olan kendinigelistir.com projesinin sahibidir. 2006 yılından bu yana #kişiselgelişim alanında birçok yeniliği bünyesinde bulundurduğu sitede "beden dili, iletişim teknikleri, başarı hikayeleri, motivasyon teknikleri, özgüven gelişimi" gibi bir çok ana tema üzerine yazar, çizer, karalar, öğretmeye çalışır.

Mülakatta En Zor Aşama : Yetkinliklerin Tespit Edilmesi

Yetkinlikleri sorgulamak mülakatın en zor aşamalarından birisidir. Kişinin pozisyona uygunluğunu anlamak için çoğu insan kaynakları profesyonellerinin 2 saatten fazla mesai harcaması gerekiyor.

Yetkinlik bazlı mülakat adayın işe uygunluğu için kanıtlanmış yöntemlerden biridir. Geçmiş davranışlarına bakarak, adayın gelecekteki davranışlarını tahmin edebilir ve işe uygunluğunu kolayca tespit edebilirsiniz.

Linkedin “En iyi davranışsal (yetkinlik bazlı) görüşme soruları nelerdir?” sorusunun cevabını öğrenmek için yaklaşık 1.300 işe alım yöneticisi ile bir araştırma gerçekleştirdi. Devamını Oku »

Hangi Yabancı Dili “Niçin” Öğrenmelisin?

İkinci, üçüncü, hatta beşinci dil öğrenmek inanılmaz güzel bir şey, ama öğreneceğin dili nasıl seçeceksin? 6000’den fazla dil var sonuçta, yani karar vermek çok zor olabilir: Bazı diller çok hoş görünür ve kulağa büyülü gibi gelir, bazıları da özellikle belli bir iş ya da hobi için kullanışlıdır.

Kitaplarını almadan, bir kursa yazılmadan ve dil uygulamalarını telefonuna indirmeden önce, çalışmak için iyi bir sebep bulmanda fayda var. Öğrenmeye ne kadar motive olursan, bir dilde akıcı hale gelmen de o kadar kolay olur. Hangi dili öğreneceğine karar vermen konusunda yardımcı olmak için bazı ipuçlarını senin için bir araya getirdik. Devamını Oku »

Zamanı Yavaşlatmanın Bir Yolu VAR!

… ve hemen bugün kullanmaya başlayabilirsiniz.

Her şey zaman kavramının soyut ve öznel olduğunu kabul etmekle başlıyor. Yani diğer değişle, zaman bir gerçek değil, bir algıdır.

Zaman paradoksaldır. Yani siz onu kovaladıkça daha hızlı kaçar, siz yavaşladıkça o da yavaşlar.

Ancak bunlara dönmeden önce bir kaç adım geriye gidip, genel bir durum gözlemiyle başlayalım. Bizim gibi 7 milyar canlı var buralarda. O kadar özel değiliz. Bugünün dünyası yüzümüze her birimizin biricik, özel, karşılaştırılamaz derecede değerli olduğunu, kendi kararlarımızı kendimizin aldığını söylerken, sahne arkasından bizi manipule ediyor.

Sahip olduğumuzu düşündüğümüz isteklerimiz bizim değil. Korkularımız bize özgü değil. Hayatımızı şekillendiren endişeleri milyonlarla paylaşıyoruz. Devamını Oku »

Diken Düşünürsen Dikeni Görür Gözün!

Bugün kişisel gelişim eğitimlerinde, bu konu ile ilgili okuduğunuz bir çok kitapta düşüncelerin gücünden bahsedildiğini biliyorsunuz. Birileri bir yerlerde bir şeyler söyler, o sözler titreşim halinde yayılır ve içinde taşıdığı sihirli tozlara göre gider yolunu bulur .

Kendimize söz verelim. Söylediklerimizin sorumluluğunu alma sözü olsun. Eğer söylediklerimizden sorumlu olduğumuzun bilincinde olursak sanırım olumlama olarak kullanmamızı gereken anlamlar doğal olarak cümleler haline gelir. Bu cümleler bize yeni olumlu düşünceler oluşturur olumlu hislere dönüşür, yeni kodlar ve olumlu şemalar ile yaratımlar yaparak, doğal bir iyileşme ve düzelme süreci içersinde büyümemizi sağlar. Devamını Oku »

Dikkat Toparlamak için önce nedenini belirle!

Hepimiz aynı şeyi zaman zaman yaşıyoruz. Bir işe odaklanmaya çalışırken birden kendimizi pencerenin önünde akşam yemeğini, son yaptığımız maçı veya sevdiğimiz kişileri düşünürken buluyoruz. Peki önünüzde bitmeyi bekleyen işler dururken zihniniz nasıl oluyor da bu kadar alakasız şeylere odaklanabiliyor? Konsantrasyon veya dikkat kesilmek aslında bir ayindir ancak bunu yapısal özellikleri farklı bir ayin gibi düşünün. Dikkat kesilmek için öncelikle dikkat dağıtıcı unsurların yapısını çözmeniz gerekiyor.

Konsantrasyonunuz nasıl oluyor da birden başıboş kalıyor?

Klinik psikolog Michael Lipson, Harvard Business Review’da çıkan makalesinde 20 yıldır dikkat dağıtıcı unsurlar üzerine atölyeler ve meditasyon çalışmaları yaptırdığını anlatıyor. Lipson, hayatının sonuna gelmiş kişilerle çalışan klinik uzmanlarıyla yaptığı uygulamalarda Devamını Oku »

Sözcükleri nasıl ve hangi ses tonuyla kullanıyorsunuz?

Araştırmalar; iletişimde ifadenin %55 beden dili, % 38 ses tonu ve % 7 de sözcük kullanımından oluştuğunu gösteriyor.

Peki iletişimdeyken bu 3 aracı nasıl kullandığınızı farkında mısınız?

Sözcükleri nasıl ve hangi ses tonuyla kullanıyorsunuz? Hızlı konuşarak, yeni moda cümleler seçerek ve çok kelime kullanarak kendinizi doğru şekilde ifade ettiğini mi düşünüyoruz? Yüksek ses tonu ile konuşmanın sesinizi daha fazla duyurduğuna mı inanıyorsuuz? O halde muhtemelen yanılıyorsunuz.

Özellikle de bu yüzyılda ve yaşadığımız bu günlerde, sosyal medyanın da yaygın olduğu günümüzde, iletişim oldukça sadeleşmeli haline. Fazladan sözcükler, ağdalı ifadeler eski de kaldı. Şimdi her şey olabildiğince kısa, açık, net ve anlaşılır olmalı. Olaylar çok hızlı akarken karmaşık ifadelerle kafa karıştırıyorsanız bilin ki yalnızlaşacaksınız. Devamını Oku »

2017 Yabancı Dil Öğrenmek için 8 İpucu

2017’yi favori yılın yapmak için motivasyon arıyorsan doğru yerdesin! Yeni yıl için hedefin yeni dil öğrenmek olmalı. Neden mi? En basitinden süper güçlerin olacak: özgüven kazanacaksın, hafızan tavan yapacak, seyahat etmek gittikçe daha eğlenceli hale gelecek ve son olarak (ki bu en önemlisi), iş bulma ve daha fazla para kazanma imkanın olacak. Tam bir yeni yıl hedefi! Her şeyin yolunda gitmesi için, öğreneceğin dili seçtikten sonra işine yarayacak ipuçları ise burada.

GERÇEKÇİ OL

Keyfini kaçırmak istemem ama bir haftada ya da bir ayda İspanyolcada akıcı hale gelmen pek mümkün değil. Fakat bir haftada 100’e kadar saymayı öğrenebilir ya da 10 günde 10 düzensiz fiilin çekimlerini ezberleyebilirsin. Kendine ulaşılabilir hedefler koyarsan, çok daha başarılı olursun, böylece tüm dil öğrenme sürecin daha tatmin edici hale gelir. Devamını Oku »

Sadece an’lık değil 365 gün boyunca hatırlamamız gerekenler

İyi bir tatil yaparsınız, güzel bir yılbaşı geçirirsiniz veya mutlu bir anınızdan sonra bir karar alırsınız, kendi kendinize söz verirsiniz.. Kendinizi iyi hissettiğiniz her an daha kolay karar verirsiniz. Peki ya sonra?

Yılbaşı geçer, tatil biter, yeni kararın getirdiği heyecan geçer, üşengeçlik vurur derken stres ve erteleme devreye girer.

İşte bu, tatil modundaki gazın yavaşça sönmesidir… Ancak bu maddeleri bir yere yazarak ya da kendinize hatırlatarak sadece iyi zamanlarda değil her an motive olmanızı sağlayabilirsiniz. Devamını Oku »

Eskiyi Terk Etmek, İnovasyon Yolunu Açar

Ağaçların büyüyüp güçlenmesinin, uzun yıllar yaşamasının yolu, zamanı gelince onları budamaktır. Budama sayesinde, güneş ışığı ağacın iç kısımlarına girer ve daha verimli sürgünler oluşmasını, meyvelerin daha büyük ve daha lezzetli olmasını sağlar. Budanan ağaç, daha güçlü büyür. Eğer ağaç zamanında budanmazsa, dalları gelişigüzel büyür; yaşlanan dallar, ağacın besininden, enerjisinden çalar.

Ağaçlar gibi şirketler de sistemli bir şekilde budanıp işlevini yitirmiş ürün ve yöntemlerden kurtulmaya ihtiyaç duyar. Her şirkette, miadını doldurmuş ürünler, işlevini yitirmiş süreçler, geçerliliğini kaybetmiş uygulamalar ve artık yararlı olmayan çalışanlar vardır. Bunlar tıpkı bir ağacın verimsiz dalları gibi şirketin gelişmesine engel olur. Eğer şirket zamanını doldurmuş bu unsurları temizlemezse, sağlıklı büyüyemez. Devamını Oku »

YARGI-sızlık : İçinizdeki Parmaklıklardan Nasıl Kurtulabilirsiniz?

Hemen savunmaya geçeriz değil mi, karşımızdaki kişi sorar beni nasıl bu kadar basit bir şekilde yargılayabiliyorsun der ve bizler şu cevabı veririz “ben seni yargılamıyorum”. Şimdi cevabı birlikte inceleyelim, seni yargılamıyorum”, demek bile yargılamanın bir biçimidir, çünkü karşımızdakinin bizi “suçladığını” düşünmüş, sıkışmışlık hissi ile “inkar” yönünde adımımızı atmışızdır bile…

İşte yargılarımız bu kadar içimize işlemiştir. Peki soracaksınız “bunun sorumlusu ben miyim”, ki bu da bir diğer yargılama cümlesidir… Tabi ki sorumlu olarak tek bir kişi veya etken gösterebilmek zordur, genel olarak yetiştiğimiz çevremiz, aldığımız kültürel ve sosyal eğitim ve hayat tecrübemiz aslında bu yargı sistemini oluşturmuşlardır. Fakat asıl sorun bu sistemin “iliklerimize işlemişlik derecesidir”. Devamını Oku »