Anasayfa / Motive Olmak / Geliştiren Hikayeler

Geliştiren Hikayeler

kişisel gelişim hikayeleri, kişisel gelişim öyküleri ve başarı hikayeleri ile ilgili haberler ve genel bilgilerin olduğu kategori sayfası

Nereden ne çıkacağı hiç belli olmaz!

Ne çıkarGönüllü olarak yaptığım(ız) bir iş var. “Mezuniyet balosu, töreni ve yıllığın her türlü organizasyonu ile uğraşmak.” Yüksek maliyetlerden ve kimi öğrencilerin bunu alabilecek durumu olmamasından dolayı sponsor arayışlarının içindeyiz şu aralar. Afyon’un iş adamlarına kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Buraya kadar her şey normal. Ama herhalde yıllar boyu unutmayacağım küçük bir anekdotumu paylaşmadan geçemeyeceğim Devamını Oku »

Asla vazgeçme! Asla?

Asla Vazgeçme!Ne olursa olsun asla vazgeçme!

Gözlerini açtiginda çölün tam ortasindaydi. Fidye için yanlis adami kaçiran mafya, sanki intikam almak istercesine genç ve suçsuz adami, çölün ortasinda ölüme terk edip kaybolmustu. Inanilir gibi degildi. Epeyce bir saskinliktan sonra düsünmeye basladi genç adam. Aklina henüz dördüncü sinifa giden on bir yasindaki oglu geldi. Oglu uzaktaydi ve yasadiklari kasabada yapayalnizdi. Devamını Oku »

Ya Öleceğinizi Bilseydiniz!

İnternette dolaşırken Doğan Cüceloğlu?nun eğitimindeki katılımcılarla yapmış olduğu bir konuşma karşıma çıktı. Okudum ve gerçekten de tüylerim diken diken oldu. Düşünsenize öleceğinizi bilseydiniz ne yapardınız?

Bu yazıyı okuduktan sonra hayatınızdaki pek çok şeye aynı gözle bakmayacak, çoğu şeyi üstünkörü geçmeyeceksiniz. Hayata gözlerinizi açmanız umuduyla… Devamını Oku »

Peşini Bırakma!

Ağaç, bir Ege köyünde doğmuştu. Köyün tamamı nesillerdir zeytincilikle uğraşıyordu. Ağaç?ın annesi-babası, dedesi, dayıları ve amcaları da zeytinciydi. Ağaç ilköğretime başladığında bir taraftan da zeytincilikle ilgili işlere yardım ediyordu. Bir Cumartesi günü Ağaç?ın babası Ağaç?ı da alarak bir iş için İzmir?e gitmişti.Bu seyahatlerinde işleri bitince Ağaç?ı bir sinemaya da götürmüştü. Köylerinde o yıllarda televizyon bile olmayan Ağaç sinemaya hayran kalmıştı. Sürekli sinemayı düşünmeye başlamıştı. Gazetelerden sinema haberlerini derliyor; onları bir deftere Devamını Oku »

İkinci Şansı Kaçırmamak

ŞansYooo!

Devrim hasbelkader liseyi bitirmişti; zeki ama biraz ?zıpçıktı? bir çocuktu. Okul hayatı boyunca hiçbir zaman çalışkan bir öğrenci olmamıştı; zekasını genelde çıkıntılık yapmak; hocalarını küçük düşürmek için kullanırdı. Okuldan sonra yine yeterince hazırlanmadığı için üniversite sınavını da kazanamadı. Müzik zekası oldukça gelişkin olduğundan  yüksek öğrenim için son şansı olan konservatuara kabul edildi. Devrim?in anne-babası o daha çocukken ayrılmışlardı ve babasıyla neredeyse hiç görüşmüyorlardı. Devamını Oku »

Yükleri Fırsata Dönüştürmek

Sorunları fırsata dönüştürebilir miyiz? Nuray’ın üniversiteyi bitirdiği yıl, dedesi ağır hastalanır. Nuray’ın babasının iki kız kardeşi vardır; ama ikisi de babalarına bakmayı üstlenmek istemezler. Nuray’ın babası da, “Babama ben bakarım” der ve Nuray’ın dedesi Nuraylarla yaşamaya başlar. Ne var ki, Nuray’ın babası sürekli seyahat etmekte ve her ayın en az 20 gününü şehir dışında geçirmektedir. Dolayısıyla Nuray’ın dedesi İlter amca’ya Nuray ve annesi bakmaktadır. Nuray’ın annesi, kocasının kız kardeşleri dururken kendisinin kayınpederine bakmasından son derece rahatsızdır. Genç bir kız Devamını Oku »

Hayaletleri Nasıl Kovarız… (Travma)

Hayeletler? Film ve edebiyat eserlerinde karşımıza çıksalar da çok azımız hayaletler üstüne düşünmüşüzdür. Hayaletler, bilebildiğim kadarıyla her örnek de ölmüş insanların bu dünyada dolaşan örnekleri olarak anlatılır. Diğer bir deyişle, hala yaşayan insanların hayaletleri olmaz, en azından benim bildiğim kadarıyla. Peki bu hayaletler, film ve edebiyat eserlerine neden girerler? Hemen her örnekte bir şeyleri düzeltmeye, yapamadıklarını yapmaya çalışırlar. Yaşarken halledemedikleri bir sorunları vardır. Dolayısıyla o sorunu halletmek için bir tür ikinci şans yakalamak üzere Devamını Oku »

“Herkes için biraz mutluluk” isteyen bir adamın öyküsü

Jerri, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi herzaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlu bir şey bulurdu.  Hattabazen etrafındakileri çıldırtırdı bile, “Bu adam bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor?” diye. Birisi nasıl olduğunu sorsa “Bomba gibiyim.” diye yanıt verirdi hep. “Bomba gibiyim…”

Jerri doğal bir motivasyoncuydu. Yanındaki insanlardan biri o gün, kötübir gündeyse, Jerri yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağınıanlatırdı. Bu tarzı fena halde düşündürüyordu Devamını Oku »

Bozyap

Bir kutu bozyap alıyorsunuz. (Günlük konuşma dilinde, parçaların birleştirilerek resim yapıldığı oyuna “yapboz” desek de, bu oyunun doğru adı “bozyap”. Çünkü önce fabrikada bir bütün olarak resim basılıyor. Sonradan resim özel bıçaklarla bölünüyor. Çocuklar için bozyaplar az parçalı ve resim bütün olarak satılıyor.) Aldığımız “bozyap” oldukça büyük 6000 parçalı. Bir Cumartesi sabahı, salonunuzdaki her şeyi kaldırıp zemine bu bozyap parçalarını bırakmaya başlıyorsunuz. Kutudan bozyapları avuç avuç alıp, öbekleri dağınık bir şekilde salona Devamını Oku »

Yarım Olanı Tamamlamak!

Ayşe Seyrek isimli bir okurumdan gelen mektubu okuyunca hemen tüm sevdiklerimle paylaşmak istedim: ?Bir sabah  güneş görmeyen odamla bir ışıltıyla uyandım. Gözümü açıp baktığımda odamda bir huzme yoktu, ama bir ışıltı hissediyordum. Yüreğim hafiflemişti… Kendi içimde ışıltılar vardı, hissediyordum. Çeşit çeşit, renk renk ışık huzmeleri?

İyilik de böyle bir şey! İnsanları mutlu etmek, her zaman aranan kişi olmak, sevilen biri olmak? Olumlu bir şekilde hatırlandığında insanın kendini iyi hissetmesi insanın içine ışık verir. Herkes bunun için çaba gösterse, dünya Devamını Oku »